Rehber Yasin

3 Mart 2012 Cumartesi


Karagöz ile Hacivat Efsanesi


Karagöz, Batı Trakya'da Smakol adlı bir kentte yaşar. Demircidir. Sonradan Kırklareli'ne gelir. İstanbul'a geçer ve iş arar. Hoş sözlü ve nükteden kişidir. Bizans İmparator'u ile görüşmeyi başarır. Ancak iş bulamaz. İmparator onu, Türk olduğu için, Konya'ya Selçuklu Sultanı Alaeddin'e gönderir. Karagöz, saray hokkabazları aracılığıyla sultanla görüşür. Yine bir iş bulamadan Kırklareli'ne gönderir. Aradan yıllar geçer. Selçuklu devleti yıkılır. Orhan Bey Bursa'yı alır.
Bunu duyan Karagöz, eşini ve çocuklarını alarak Bursa'ya varır. Demirtaş köyüne yerleşir. Demirci olduğu için yapı taşlarını birbirine bağlayan demirleri yapmakta da ustadır.
Orhan Bey Bursa da bir cami yapmasını buyurur. Ustabaşlığını, Hacı İvaz Ağa (Hacivat) adında birine verilir. Karagöz görevlendirilir. İlk günler, sessiz sedasız, çalışır. Öbür çalışanlarla yakınlık kurunca, nükteli konuşmalarıyla çevresini eğlendirmeye başlar. Bir süre sonra, Hacı İvaz Ağa ile de yakınlık kurar. Eğlenceli söyleşilere başlar. Onlar konuşurken tüm çalışanlar izler ve işler kalır.
Orhan Bey, bir gün yapım alanına gelir, kimseyi göremez. Tüm çalışanlar, Karagöz ile Hacı İvaz Ağa'nın önüne toplanmış kahkahalarla onların konuşmasını izlemektedirler. Cami yapımı gecikmiştir. Duruma çok kızar. Karagöz'ün başını vurur. Karagöz, Çekirge yakınlarına gömülür.
Şeyh Küşteri Söylencesi
Orhan Bey,bir zaman sonra Karagöz'ü öldürttüğüne pişman olur.Olay halk arasında da hoşnutsuzluk yaratmıştır.Hacı İvaz'ı aratır. Hacı İvaz,Karagöz'ün başına gelenlerden korkarak Hac'ca gitmiş,yolda eşkıyalarca öldürülmüştür.Malları ,Şam'da satılır.Katiller köpeğinin yardımıyla bulunur ve asılır.
Orhan Gazi Şeyh Küşteri, adında bir kişinin Karagöz ve Hacivat'ı tanıdığını ,konuşmalarını bildiğini öğrenir.Şeyh Küşteri'yi çağırtır, aralarında şöyle bir konuşma geçer:
-Siz Karagöz'le Hacivat' tanıyormuşsunuz
-Evet
-Bunların hallerini bana anlatın.
-İzin verirseniz size onların hallerini bir oyunla canlandırayım.
Bundan şeyh Küşteri ,bir çanak, bir kül,biraz zeytinyağı ve bir de Ak tülbent ister.Kül ve zeytinyağını bir çanağa koyarak bir meşale yapıp,yakar.Tülbendi gerer ve ışıkla perdenin arkasına geçer.Sağ pabucuyla Kargöz'ü ,sol Pabucuyla Hacivat'ı canlandırır.Önce Hacivat'ı perdeye getirir.Osmanlıca Farsça bir dille konuşturur.Karagöz Hacivat'ın sözlerini anlamaz,ters ters yanıtlar verir.Söyleşileri böylece sürüp gider.
Orhan Gazi bu söyleşileri çok beğenir.Her zaman oynanmasını buyurur.Şeyh Küşteri bundan sonraki oyunlarda ,Karagöz ve Hacivat'ı eski giysilerle ,deri üzerine işler ve böyle oynatır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder